7 Kasım 2010 Pazar

CHP’DE YAŞANANLARI KİMSE BÖYLE ANLATMADI

Her zaman uygun olmamakla birlikte arada bir satranç tahtası üzerinde analiz yapmanın sayısız yararı var.
Bu matematiksel olduğu kadar stratejik bir analiz de olduğu için faydalı.
Ancak duygusal “verilere” izin vermediğinden, yanılgı payı daha çok“insani” değerler üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu değerleri yok saydığımız anda da bir takım doğrulara kâğıt üzerinde ulaşmak mümkün olabiliyor.
Bilindiği gibi satranç siyah ve beyaz taşlarla oynanır. Siyah taşları CHP’nin karşısındaki tüm güçler olarak görelim ve beyazlarla oyuna başlayalım: Beyaz taşlar hem karşıdaki muhalefete karşı hem de kendi içindeki muhalefete karşı oynamak durumunda olduğu için merkez kareleri kontrol altına almak zorunda. Elbette aynı koşul Siyah taşlar için de geçerli.
Merkezi kontrol altına almak o kadar da kolay değil tabii. Rakip taşların yarattığı sıkıntı kadar kendi taşlarınızın da yarattığı önemli sıkıntı var. Kimi zaman kendi taşlarınız rakip taşlardan bile daha “engelleyici” olabiliyor. İşte CHP’nin bugün içine düştüğü durumun tahtadaki izdüşümü böyle.
Sözgelimi, tahtanın ortasına kadar sürdüğünüz piyonu Kalelerle koruma şansınız yok. Bu yüzden de ille de kaleyi çıkacağım diye çaba göstermenize de gerek yok. Üstelik oyuna erken dahil olan Kaleler, rakip Fil ve At tarafından perişan duruma getirilir. Kaleleri koruyayım derken de merkezdeki piyonları kaptırıverirsiniz.
CHP’nin son günlerde düştüğü durum böyleydi. Kemal Kılıçdaroğlu gerek Siyah taşlar tarafından gerekse kendi taşları tarafından iyice sıkıştırılmış durumdaydı. Kendi taşları hareket kabiliyetini engelliyor, rakip taşlar da Şah kanadına yoğun saldırıda bulunuyordu.
Birden, kurtarıcı hamle yapmak ihtiyacı duydu Kılıçdaroğlu. Oyunu açabilmek için taş fedası gerekiyordu.
Vezir fedası yaptı...
Önder Sav’ı bir anda öne sürdü ve rakip Kale ile değişti. Bir anda Siyahların eline büyük avantaj vermiş gibi görünse de, aslında fedanın ne anlama geldiğini anlayan Siyah, ilk anda Vezir kazancını büyük bir iştahla kabul etti. Ama durumun tam da Siyahlar için avantaj olmadığı hemen ortaya çıktı. Çünkü Kılıçdaroğlu artık oyunu kazanmaya değil, beraberliğe oynuyordu.
Ama hamle tehlikeliydi ve büyük bir zaafiyet içine düştü ilk anda. Çabucak toparlaması gerekiyordu. Önce kendi taşlarını bir düzene sokmalıydı, ardından da hücum etmeliydi.
Oyunu kaybetmesi neredeyse kaçınılmazdı zaten. Ama beraberliği getirecek bir hamle bulabilirdi.
Ama aynı anda başka bir sorun çıktı: Satranç oyununun en önemli “belalarından” olan zaman sıkıştırması da söz konusuydu. Kılıçdaroğlu eğer belli “zaman” içerisinde toparlayamazsa oyunu, yenilgi kaçınılmazdı. Yeniden, referandum sonrasına olduğu gibi bir tempo kazanması gerekiyordu.
Bunun için de Vezire karşılık aldığı bir Kale fazlasını iyi değerlendirmeliydi.
Neydi bu Kale? Yeni MYK... 
Ama Kaleler henüz köşelerine gömülü durumda. Oyuna dahil olması için Kılıçdaroğlu’nun Kale önlerindeki piyonları da oyuna sokması, hatta feda etmesi bile gerekebilir. Üstelik, Vezir fedası nedeniyle Siyahların Şah kanadı sıkıntılı durumda.
Beyazların, Kaleleri oyuna hemen sokamadığı için, saldırı salahları Filler ve Atlar... Rakip ise çok kuvvetli bir Vezir ile her türlü saldırıyı savuşturacak durumda.
Bu yüzden Kalelerin oyuna girmesi şart.
Akıllı bir taş değişimiyle Kılıçdaroğlu hem tempoyu lehine çevirebilir hem de oyuna beraberlik adına “ortak” olabilir.
Ulaşabileceği en iyi sonuç bu maçta beraberliğe razı olmak. Galibiyet için bir sonraki oyunu beklemek zorunda.
Tahtadaki tablo bu.
“Yeni” CHP’nin kurmaylarından biri, kurultay yapılmaması durumunda, milletvekili adaylıklarını belirten listenin Parti Meclisi’nce onaylanmak zorunda olduğunu hatırlattı. Parti Meclisi’ndeki 80 kişinin seçilebilir yerlerde aday gösterilmesi durumuna da dikkat çekti. Bunun olmaması halinde de tatsızlıklar çıkacağı ortada.
Ön seçim yapılacağı sözlerinin de ortalarda uçuştuğunu söyleyen CHP’li, ön seçim yapmak isteseler bile bunun da PM’den geçmesi gerektiğini söyledi. Bu da ellerine bir “pazarlık” şansı kozunu veriyor. Mevcut yönetim, PM istemese de seçimli bir kurultay yapabilir. Şimdilik baltalar gömülmüş gibi yapılıyor. Seçim sonrasındaki başarı veya başarısızlık her şeyi belirleyecek gibi görünüyor.
Satranca dönersek, oyun sonunda Beyazların Şah’ı düştüğünde, eldeki taşların ve tahtanın konumuna bakmak gerekiyor. Tamamen dağılmış ve taşlarından çoğunu kaybetmiş bir Kılıçdaroğlu’nun bir sonraki oyun için şansı olmaz.
Bu nedenle de saldırı yapsa da Beyazlar, mutlaka temkinli ve kendi taşlarını koruyarak saldırmalı. Rakip çok güçlü duruma geçmiş durumda. Taşlar, kaygan zeminde her an “çatala” düşebilir.
Beyazların bir taş daha kaybetmesi ise, Siyahın şampiyonluğunu erken ilan etmesine neden olacaktır.
Beraberlik kolay değil, ama akla yakın.

Mümtaz İdil
Odatv.com

07.11.2010 12:34

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.