12 Mart 2013 Salı

Mümtaz İdil: Cumhurbaşkanına açık mektup

Sn. Cumhurbaşkanı, İsveç’e uçmadan önce Esenboğa Havaalanı’nda gazetecilere yaptığınız “Ümit ederiz ki üniter yapımız zaafa uğramaz,” sözlerine bir anlam veremedim, kusuruma bakmayın.
Siz, yola çıktığınız İsveç’in cumhurbaşkanısınız da, konuk devletin topraklarından ayrılırken bir “tavsiyede” mi bulunuyorsunuz, yoksa bu ülkenin başkomutanı sıfatını da taşıyan cumhurbaşkanı mısınız?
Neyden ve kimden umut ediyorsunuz üniter yapımızın zaafa uğramamasını? BDP-Kandil-İmralı şeytan üçgeninden mi, yoksa başında bulunduğunuz Türkiye Cumhuriyeti parlamentosundan mı, hükümetinden mi, görüşmeye katılan heyetlerden mi?
Hangisi?
Her iki durumda da sözünüz yanlış. Bir kere eğer ipler Türkiye Cumhuriyeti’nin elindeyse, bu durumda zaafa uğrayacak bir durum söz konusu olamaz.
Eğer ki bazı kuşkularınız yoksa tabii…
Ama yok karşı taraftan böyle bir zaafa uğratma tehlikesi tehditi algılıyorsanız, o zaman zaten durum gerçekten vahim. Ama yine de konuyu “üniter devlet” meselesine getirmekle yeterince tuzağa düşmüş oluyorsunuz. Böyle bir tehditin her iki taraf için de var olduğu düşünülürse, sıkıntınız büyük diyeceğim.
Siz bu ülkenin hem başkomutanı hem de en büyük mülki amiri durumundanız. Yetkileriniz çok fazla. Üniter yapının zaafa uğrayabileceğinden endişe ettiğiniz görüşmeler, toplantılar sürüyor ve siz de yalnızca İsveç’e yapacağınız yolculuk sırasında bunu söyleme ihtiyacı duyuyor, olaylara doğrudan müdahale etmek yerine suya bir taş atıp halkalanmasını izlemekle yetiniyorsanız, bu durum kabul edilemez.
Terörün bu ülkede bitmesini elbette herkes istiyor, ama bunun bedelini tek taraflı olarak Türkiye Cumhuriyeti ödeyecek ve misak-ı milli sınırlarını da zorlayacak bir zaaf yaratacaksa, bu iyi niyet konuşmalarıyla ve umutlanmakla olacak şey değildir.
Ben umutlanabilir ve bekleyebilirim, ama sizin böyle bir lüksünüz yok.
“Hep beraber dikkati bir şekilde teyakkuz içerisinde takip ediyoruz,”diyorsunuz da, kim bu “hep beraberler”. Madem işin bu denli içindesiniz, zaafa uğramak da nereden çıktı? Doğrudan karşı tarafı mı suçluyorsunuz?
Eğer ki, görüşmelerin “zaafa uğratılması” söz konusu olsaydı, böyle bir yazı aklımın ucundan bile geçmezdi, ama siz “üniter yapımızın” zaafa uğramasından söz ediyorsunuz.
Bir çok tecrübeleriniz olduğunu ve bunların zihinlerinizin bir köşesinde tuttuğunuzu söylüyor ve ekliyorsunuz: “Sorularınızın hepsini bunun içinde bulacaksanız.”
Olur mu Sn. Cumhurbaşkanı? Bizler zihin okumada o kadar usta bir millet değiliz. Nasıl olur da sizin ve diğerlerinin zihnindekilerini, siz açıklamadan nereden okur da cevapları buluruz?
Türkiye hızla ünlü yazar Goethe’nin “Dr. Faustus” tragedyasına sürükleniyor. Tek farkla ki, orada bir tek Faust vardı, bugün ülkemiz Faust kaynıyor. Endişelenmeyin, Mephisto yine bir tane!
Makamınıza saygılarımla,

Mümtaz İdil
Odatv.com

12.03.2013 01:20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.