2 Mart 2011 Çarşamba

MARSİLYALIYIM, BANA CEVAP VEREMEZSİNİZ

Necmettin Erbakan’ın cenazesi büyük bir katılımla toprağa verildi.
Hiçbir televizyon kanalı, eski başbakan, milletvekili olan Erbakan için neden Başbakanlık ve TBMM önünde “resmi” tören yapılmadığı konusuna değinmedi.
Ama ben bir Marsilyalı olarak değineceğim...
Nasıl Marsılyalı mı? Şöyle:
İngiltere’deki kent otobüslerinde şöyle bir levha asılıdır:
“Şoförle konuşulmaması rica olunur.”
Aynı yazı Alman otobüslerinde şu şekle dönüşür (Türkiye’de de aynı):
“Şoförle konuşmak yasaktır.”
İtalyan otobüslerinde,
“Şoförle konuşmayın!”
İsrail otobüslerinde,
“Şoförle konuşmakla bir şey kazanamazsınız.”

Marsilya’dakilerde işe şu yazılıdır:
“Lütfen şoföre cevap vermeyin!”


Erbakan’ın cenazesinin TBMM ve Başbakanlık önüne getirilmeden, apar topar İstanbul Fatih Camisine kaçırılmasında devlete bir “kabadayılık” yok muydu?
Bu cumhuriyetin bazı gelenekleri yok mu? Yabancı konukların Anıtkabir’e uğraması, ölenlerin görev yerlerinde törenle anılmaları, yeni göreve başlayan devlet görevlilerinin Anıtkabir’i ziyareti vb...
Milletvekilliği ve başbakanlık görevini yapmış birinin cenazesinin Türk bayrağına sarılması...
Neden Erbakan’ın cenazesinde Türk bayrağı yoktu. Bayrak fetişliğinden sormuyorum bunu, Marsilyalılığımdan soruyorum: Devlet gelenekleri kişilere göre değişiyor mu?
“Ben seni takmıyorum, sen de kim oluyorsun,” demek mi bu? Milyonu aşan kalabalık için Osmanlı gelenekleri mi geçerli. Toprağı bol olsun, Erbakan Patagonya’da mı Başbakanlık görevini icra etti. Ben de ölmeden önce vasiyet verebilir miyim, “önce Anıtkabir’e götürün, Ata’yı görmek istiyorum, ardından da Türk bayrağı ile sıkı sıkı sarın,” diye. Uyulacak mı?
Ne demek? Biri açıklayacak mı? Biri bu garip Marsilyalı ile konuşacak mı?
Ah, unuttum... Yasaktı, değil mi?

Mümtaz İdil
Odatv.com

02.03.2011 00:33

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.