3 Ocak 2013 Perşembe

Mümtaz İdil: İddia ediyorum: Sartre daha tehlikeli

Gündeme şöyle bir göz atalım:
Aman Allah, Hasdal’da iki Genel Kurmay Başkanı olacak gibi gözüküyor. Askeri hiyerarşi karışacak.
John Steinbeck’in belki de en tanınan kısa romanı Fareler ve İnsanlar… Daha da acıklı bir durum. Devlet Tiyatroları bu oyunu hemen sahneye mi koysa dersiniz?
Jose Mauro de Vasconselos’un Şeker Portakalı… Zor iş, gerçekten zor iş. Bunu Dostoyevski’nin Budala romanı izleyecektir mutlaka: “Hakaret içerdiği için”.
Ya D.H.Lawrance’ın Lady Chatterley’in Aşkları, o ne olacak? Yani vitrinleri süslemeye devam mı edecek?
Jean Paul Sartre’ın Bekleyiş ve Tükeniş’i haydi neyse de, Uyanış romanı ne olacak? Henry Miller’in Sexus romanının akıbeti ne?
Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar'dan daha da tehlikeli bir romanı var, ona da dikkat: Cennet Yolu. Ne yani, bu kefere yazar Cennet’in yol haritasının kendisinde olduğunu mu iddia ediyor? Evinde kroki falan mı bulunduruyor. Mutlaka ev araması yapılmalı. Salinas’ta otururdu rahmetli. Belki de çoktan yok olmuş gitmiştir krokiler.
Dostoyevski’nin Başkasının Karısı romanı külliyen yasaklanmalı var olanlar da yakılmalı. Değil mi ama, ne demek başkasının karısının iffetini roman ismi yapmak?
Gonçarov’un Oblomov romanı da gündeme alınmalı. Ne demek Oblomov? Roman isimleri mutlaka Türkçe yayınlanmalı.
Necip Fazıl Kısakürek’in, Yusuf Ziya Ortaç’ın, İbrahim Çallı’nın ve daha bir çok aydın ve yazarın devletten para istemesi büyük bir hayretle karşılanıyor. Oysa gelenek hiç değişmedi. Üstelik Menderes zamanında telif hakkı olmadığı düşünülürse, böyle bir “yakarış” hoş karşılanabilirdi. Şimdi durum ne acaba?
O zaman gazeteciler sadece gazeteci, yazarlar sadece yazardı.
Falan filan.
Geçiniz…
Bu uyduruk gündemlerle dünyaya rezil oluyoruz, orası ayrı. Ama iç politika malzemesi olarak da hiç fena parçalar değiller. “Vay, bu da olur mu”nidasıyla, “helal olsun, iyi iş yapıyorlar” nidası arasında sıkışıp kalıyoruz.
Ama arada yılbaşı zamları unutturulmaya çalışılıyor.
Arada İmralı ile görüşmeler unutturulmaya çalışılıyor.
Arada doğalgazdan ölümler unutturulmaya çalışılıyor.
Arada ek vergiler unutturulmaya çalışılıyor…
Daha arada neler unutturulacak, göreceğiz.
Geçen yıl yılbaşı zamlarından hemen sonra İlker Başbuğ gözaltına alınmıştı, bu yıl İsmail Hakkı Karadayı…
Seneye Necdet Özel? Olmaz, görev süresi bitmemiş olacak. O zaman Hilmi Özkök? O da olmaz, “kanka” sayılır. O zaman Yaşar Büyükanıt, o hiç olmaz, Dolmabahçe…
Bulurlar birini.
Nereye baksanız Fareler ve İnsanlar, İsmail Hakkı Karadayı ve Menderes dönemi aydınlara ödenen paralar var. Türkiye gündemi öylesine dar ve kısır ki, konular bu noktalar üzerinde tartışılıyor!
İtibarsızlaştırmanın boyutuna bakar mısınız? Nerelere kadar uzandı?
Boşverin, ekonomi tıkırında ya, siz ona bakın.

Mümtaz İdil
Odatv.com

03.01.2013 20:54

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.