27 Nisan 2010 Salı

İÇ SAVAŞ PROVALARI BUNLAR

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’in dün açıkladığı verilerde, Türkiye’deki ekonomik gelişmeler konusunda şaşırtıcı veriler sunarken, en şaşırtıcı olanın gözden kaçmadığını umuyorum.
TUİK’e göre ekonominin durumundan halk pek şikayetçi değil, gelecek için beklentisinde de fazla bir değişiklik yok. Mutsuz olanların sayısı mutlu olanlarla eşit vb...
Ama dedim ya, en şaşırtıcı olanı, şimdiki duruma ilişkin de, geleceğe ilişkin de yaklaşık yüzde yirmi oranında bir kitlenin “fikrinin olmaması”...
Bu mümkün mü?
Bilimsel araştırmalar yapması gereken ve yaptığı düşünülen, istatistik gibi bilimsel bir yöntem kullanan TUİK’ten gelen raporlarda durum böyle: Hiç fikri olmayanlar yüzde 19,..
Grönland adasındaki buzların erimesi halinde, dünyadaki denizlerin yedi metre yükselmesinin, dünyanın ekolojik dengesini nasıl değiştireceğine ilişkin bir soru sorsaydı TUİK, o zaman bile herhalde yüzde 20’ye yaklaşan, “fikrim yok” yanıtı almazdı.
Ne de olsa insanlar, denizlerin yedi metre yükselmesiyle, Anamur dolayındaki denize kuş bakışı yazlığının, on sene sonra sahilde olacağını, en azından denize daha yakın olacağını düşünerek de olsa bir fikir üretirdi.
Ama, insaf! Evine her gün ekmek götürmek zorunda olan birinin, Türkiye’nin şu anda bulunduğu ekonomik durumuyla ve geleceğe yönelik beklentileriyle ilgili sorulan bir soruya “fikrim yok” deme olasılığı nedir?
TUİK’e göre yüzde yirmi...
Bana göre sıfır.
Ben TUİK’ten daha “bilimsel” değilim, ama çok daha önemli iki özelliğim var: Birincisi kimseye bağımlı değilim ve resmi ağız kullanmıyorum, ikincisi cebime bakıyorum.
Çok daha somut verilere sahibim yani.
Geçiniz...
MHP’nin, çocuklara af önerisine inat sanki, yine Siirt ve yine tecavüz ve cinayet...
8 erkek çocuk, yaşları 12 ila 14 arasında... İki tecavüz ve cinayet... Ölen, üç yaşında bir kız çocuğu. Çocuklar, tutuksuz yargılanacak... MHP’ye ithaf olunur.

AKP Milletvekili Helvacıoğlu, basının bir yıl önce olan olayın gündeme getirmesini eleştirdi ve bu tür olayların her yerde olduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, basının olayı “tüm vahşetiyle”vermesini eleştirdi.
Kavaf daha da hoştu: “Bu yaştaki çocuklar, enerjilerini boşaltamalıyorlar...” türünden açıklamayla herhalde Jeffrey Dahmer’i haklı çıkaracak bir cümleye imza attı.
Adli Tıp Kurumu, çocuklardan biri öldüğü için alışıldığı üzere“psikolojisinde bozukluk meydana gelmemiştir,” raporu vermedi. Verebilirdi de... Çünkü “aksini kanıtlamak” artık mümkün değil...
Bunu da geçiniz...
Birileri “af” sözcüğünü kullandı ya, “Monte Cristo İntikamı” türünden dizilerinde çoğalmasıyla, eline tabancayı, tüfeği, döner bıçağını kapan sokaklara fırladı bile.
Töre cinayetlerinde reşit olmayan çocukların kullanılması da artacaktır önümüzdeki günlerde, merakla izleyiniz.
Bütün bunlar ne anlama geliyor sizce?
Toplumdaki “kin, nefret, kendi hayatına son vermek yerine başkasını tercih eden insanların çoğalması, çaresizlik, cahillik, parasızlık...”
İç savaş provaları bunlar.
Silah satışlarına bakın anlarsınız.
Kaçak silah üretimine bakın, yine anlarsınız.
Artık kontrol ne hükümette, ne muhalefette, ne tarikatlarda, ne Utah’ta, ne Meclis’te, ne askerde, ne poliste ne de AB-D’de...
Kontrol yok artık.
Yolsuzluk, haksız kazanç, Anayasa değişikliği, hukukun üstünlüğü, HSYK’nın yapısı, Haşim Kılıç’ın konuşması...
Asıl bunları geçiniz...
Eskidi artık...
TUİK’e sorun isterseniz... Bunlarla ilgili sorular sorulduğunda “fikrim yok” diyenlerin oranı yüzde seksenlere ulaşmıştır. Cebiyle ilgili fikri olmayanın, katiliyle ilgili fikri var mıdır sizce?
Mümtaz İdil
Odatv.com
27.04.2010 14:15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.